26 Kasım Dünya Demir Eksikliği Günü
Son yıllarda her bir hastalık için bir farkındalık günü yaratılır oldu, bunların en eskilerinden biri de demir eksikliği anemisi günü.
Demir eksikliği aslında toplumda ve özellikle üreme çağındaki kadın ve çocuklarda sık rastlanan bir sorundur. Tarih boyunca da öyle olagelmiştir. Roma İmparatorluğunun görkemli yıllarında, kansızlığı olan üreme çağındaki genç kadınlara içerisinde Roma imparatorluğunun gücünü simgeleyen bir kılıcın olduğu fıçılardan şarap içirilirmiş. Gerçekten de bu şaraptan içen hastaların önemli bir bölümünde günler içinde kansızlık düzelir, kadınların kansızlığa bağlı halsizlik gibi yakınmaları ortadan kaybolur, izlenen bu iyileşme Roma İmparatorluğunun kudretinin bir göstergesi sayılırmış. Bugün anlıyoruz ki, keramet gerçekten de şarabın içinde bekletilen kılıçtadır. Şarabın içine daldırılan kılıçtan şaraba geçen demir partikülleri sayesinde muhtemel üreme çağındaki bu kadınların demir eksikliğine bağlı gelişen kansızlıkları düzelmekteydi.
Demir elementi sadece kansızlık yaratması nedeniyle değil, başka birçok önemli fonksiyon için de vazgeçilmezdir. Tüm mitokondrial faaliyetlerde yani hücrenin enerji gereksiniminin karşılanma süreçlerinde önemlidir. Yapılan çalışmalar, yaşlı ancak kansızlık olmadan sadece demir eskiliği olan kişilerde bile kalp yetmezliği bulgularının daha ağır seyrettiğini ortaya koymaktadır. Dokulara oksijen taşıyan hemoglobininin yapısında demir vardır ve eksikliğinde hemoglobin değeri düşer. Demirin eksikliği, en sık rastlanan kansızlık nedenidir. Yeryüzünde iki milyar demir eksikliği olan insan yaşadığına inanılmaktadır. Söz konusu rakam dünya nüfusunun neredeyse 1/3’ü dür. Bu sıklık özellikle genç kadınlarda daha belirgindir ve bunun nedeni adet dönemlerinde kanamayla birlikte olan demir kaybıdır. Doğurganlık çağındaki kadınlar dışında çocuklar, hamileler ve sosyoekonomik düzeyi düşük olanlarda da sıklık artmaktadır. Demir eksikliğine bağlı kansızlık (demir eksikliği anemisi), yaşlı hastalarda kalp yetmezliği ve kalp krizinin oluşmasına zemin hazırlamak gibi sorunlar yaratır. Kimi çalışmalar bağışıklık sisteminde baskılanma ve enfeksiyonlara karşı
direncin azalmasına da neden olduğunu göstermektedir ancak bu bilgi kesin değildir.
Deney hayvanlarında yapılan çalışmalar, demir eksikliğinden beyin ve motor fonksiyonların da olumsuz etkilendiğini ortaya koymaktadır. Bu bulgular yanında halsizlik, çarpıntı, kulak çınlaması, baş ağrısı, solukluk, güçsüzlük gibi yaşam kalitesini ciddi anlamda bozan bulgulara çok sık rastlanır. Yarattığı klinik rahatsızlıklar bir yana, diğer bir önemli nokta demir eksikliği anemisinin bir bulgu değil bir hastalık sanılması ve nedene yönelik bir araştırma yapılmamasıdır.
Bilinmelidir ki, demir eksikliği anemisi bir hastalık değil bir bulgudur. Nasıl ki, baş ağrısı bir hastalık değil ama örneğim migren veya beyin tümörü gibi bir nedene bağlı ortaya çıkarsa, demir eksikliği de öyledir ve mutlaka nedene yönelik araştırma yapmak şarttır. Az gelişmiş ve doğurganlığın yüksek olduğu ülkelerde kadınlarda görülen demir eksikliği anemisi sıklığı daha da yüksektir.
Kansızlık sadece annenin değil bebeğin de yaşamı için bir risktir. Düşük doğum ağırlığı, düşük Apgar skoru ve düşük plasental ağırlık, erken doğum, anne karnında ölüm gibi riskler kansızlık ile ilişkili olabilir. Sık, uzun ve aşırı adet gören, sık gebelik yaşayan ve gebelik boyunca demir tedavisi almayan kadınlarda demir eksikliği gelişmesi kaçınılmazdır. Bu grupta olmayan menopoz sonrası kadınlar ve erkek hastalarda demir eksikliği anemisinin nedenine yönelik tetkik daha da büyük önem taşımaktadır. Çünkü bu grup hastalarda kaybın kaynağı büyük olasılıkla mide barsak kanalından olan bir kanamadır. Bu kanama, basit bir lezyona bağlı olabileceği gibi mide barsak kanalı kaynaklı bir kansere de bağlı olabilir. Pratikte yaşanan bir diğer önemli sorun ise demir tedavisi verilirken yapılan yanlışlardır. Demir eksikliği anemisinin tedavisi uzun sürelidir ve hastaların ortalama 6 ay gibi bir süre tedavisi gereklidir. Hastaların bir türlü kansızlığım düzelmiyor yakınmalarının temelinde bu eksik tedavi yatmaktadır. Sadece kansızlığı düzeltmek değil, demir depolarını da doldurmak esas olmalıdır. Demir preparatlarının etkin kullanımı için aç karna alınmaları kuraldır. Yemeklerle birlikte alınımın ilacın mide barsak kanalından emilimi olumsuz etkilediği bilinmektedir. Ancak mide bağırsak kanalından emilim sorunu olanlar, ağızdan alınan demir ilaçlarını yan etkiler nedeniyle tolere edemeyenler, hızlı yanıt alınması gereken ve derin demir eksikliği anemisi olan hastalarda damar içine (intravenöz) verilen demir tedavileri çok etkilidir.
Sık rastlanan sağlık sorunlarından olan demir eksikliği anemisine doğru yaklaşım ve tedavi kimi durumlarda daha sağlıklı bir yaşamın da anahtarı olabilir.