KANSERDE EZBER BOZAN ÇIKIŞ
Geçtiğimiz günlerde ABD’de Kolombiya Üniversitesi Tıp Fakültesi, MDS (Miyelodisplastik Sendrom) Departmanı Başkanı, sevgili arkadaşım, dostum Prof. Dr. Azra Raza, Kanser Savaşçıları Derneğinin davetlisi olarak, Türkçeye çevrilen “İlk Hücre” isimli kitabının tanıtımı için Türkiye’ye geldi.
Prof. Dr. Azra Raza, bilim dünyasında kanser alanındaki bilimsel çalışmalarıyla tanınsa da onun tüm dünyada bu kadar bilinmesinin asıl sebebi; kanserle ilgili ezber bozan söylemleri. Öyle ki Bruce Springsteen’den Paul Simon’a pek çok ünlü sanatçı, onun çalışmalarına destek olmak için bağış geceleri düzenliyor, Danny Kane sahne şovlarında ondan söz ediyor.
Gene Hackman büyük bağışlar yapıyor. Kırk yılı aşkın süredir araştırmalar yapan Dr. Raza, 2015’te yaptığı TED konuşmasında ‘bunca zamandır insanlığın kanseri yenememesi utanç verici’ sözleriyle bilim dünyasında büyük bir tartışma başlatmıştı.
PROF. DR. AZRA RAZA “İLK HÜCRE”DE NE ANLATIYOR?
Geçtiğimiz yıl yazdığı, 9 dile çevrilen ve Amazon’da 2019’un En İyi Bilim Kitabı seçilen “The First Cell” (ilk hücre) kitabı kanser tedavisiyle ilgili bugüne kadar pek de dile getirilmeyen birçok konuyu tartışıyor. Ünlü bilim insanı ‘kanser tedavisinde bilim dünyası olarak hastaları, resmin gerisinden alıp, tam merkeze yerleştirmeliyiz’ diyor. Kendisi gibi ünlü bir onkolog olan eşini 20 yıl önce lösemi sebebiyle kaybeden Dr. Raza, kitabında bugüne kadar yapılan kanser tedavilerine ilişkin yepyeni bir bakış, ağır bir özeleştiri ve devrimci bir yaklaşım getiriyor:
“Son 50 yıldır kanser tanı ve tedavisiyle ilgili çalışmalar neticesinde kansere bağlı ölümlerde yüzde 26 oranında bir azalma sağlandı.
Bu başarının önemli bir kısmı tütün kullanımının azaltılması yanında mamografi, PAP Smear, kolonoskopi gibi kanserin erken tespit edilmesine yönelik gelişmeler sayesinde oldu. O zaman artık kanseri son evrede tedavi etmeye uğraşan bilimsel çalışmaları bir kenara bırakıp, kanserin geliştiği ilk hücreyi bulmaya yönelik araştırmalara yatırım yapmamız gerekiyor” Azra, yazdığı bu kitap ile ABD’de bilim dünyasının eleştirilerine de hedef oldu. Eleştirilenlerin temelinde bugüne kadar kanser alanında yapılan çalışmaların önemsiz gibi gösterilmesi vardı. Bu eleştiri anlaşılabilir ve kanımca haklıdır da ancak doğrusu Azra’nın kitapta altını çizdiği bazı noktaların çok önemliydi. Kanser araştırmalarında odaklanmamız gereken son hücreyi tedavi etmek değil, kanserden koruyan yaklaşımlar geliştirmek olmalı. Örneğin kalp ve dolaşım sistemi hastalıklarında sağ kalım sürelerinin uzaması, stent uygulamaları gibi kalp krizi gelişmeden önce uygulanan koruyucu yaklaşımlar sayesinde oldu. Enfeksiyon hastalıklarında aşılar benzer bir koruyucu görev üstleniyor. Ama kanser söz konusu olduğunda “sigara içme” gibi standart öneriler dışında pek bir şey yapabildiğimiz yok. Biz hala kanserin son hücresini tedavi etmeye çalışıyoruz. Ancak Azra’nın kitabında belirttiği gibi ilk hücreyi bulmalıyız. Ona göre en erken tanı konulan kanserde bile tanı geçtir. Benim “Bilim Bizi Kandırıyor mu” kitabımda da belirttiğim gibi bunun temelinde biraz da akademinin ilaç sektöründen bağımsız olamamasının ve sektörün sağlık otoritelerinin üzerinde yarattığı baskının rolü var. Azra Raza, “kansere ayrılan kaynakların artık en azından yarısı sadece son basamakta etkili olan ilaçlara değil, kanseri ortaya çıkaran en temel
hücreyi bulmaya ve kanser oluşmadan onu yok etmeye harcansın” diyor. Haklı, çünkü bu oran günümüzde %95’in üstünde. Kitapta hayvan çalışmalarının kanser çalışmalarını nasıl olumsuz yönlendirebildiğine de değiniliyor ve artık hayvan modelleri yerine çalışmaların insan dokusunda sürdürülmesi gerektiğini vurgulanıyor. Kitapta birçok hasta hikayesine de tanıklık edecek ve kanserin aslında bir hastalık değil çok daha ötesinde olduğunu göreceksiniz.
Azra Raza’nın “İlk Hücre” kitabını herkese öneririm.