BESİN DESTEKLERİ NEDEN ECZANEDE OLMALI?
COVID-19 pandemisi geçti ve yine bilimsel toplantılar başladı.
Geçtiğimiz hafta Birinci Bölge İstanbul Eczacı Odasının, Haliç Kongre merkezinde yaptığı 2022 Eczacılık buluşmasının konuşmacı konuklarından biriydim.
Ülkemizde Eczacıların da büyük sorunları var, üstelik bu sorunların çok büyük bölümü halk sağlığı ve tıbbi yanlışların önlenmesine yönelik kaygılar içeren sorunlar ve mutlaka kulak verilmesi lazım. Benim de konuşmacı olduğum oturumun konusu çok tartışılan ve ülkemizde mutlaka bir standarda oturması gereken bir konu ile ilişkiliydi; Besin destekleri neden eczanede olmalı?
Çok önemli iki bilim insanı ile tartıştık konuyu, birincisi Acıbadem Üniversitesinden Ecz. Dr. Timur Hakan Barak, ikincisi ise İstanbul Üniversitesinden Doç. Ecz. Dr. F. İlkay Alp Yıldırım idi. Çok önemli noktalara değindiler. Konu, besin destekleriyle ilgiliydi. Bu ürünlerin ülkemizdeki satışına Sağlık Bakanlığı değil Tarım Bakanlığı izin veriyor.
Örneğin şeker hastalığında sinir ucu tutulumu (diyabetik nöropati) veya kansızlık tedavisinde ilaç olarak kullanılan B vitaminleri, Sağlık Bakanlığı kanalı ile onaylandığında ilaç, tarım bakanlığı tarafından onaylandığında ise “besin desteği” kabul ediliyor. Tarım bakanlığınca ülkede satış izni verilen ürünlerin denetimleri ne yazık ki, son derece yetersiz. Dahası kontrolsüz bir merdiven altı satışı da var. Bu ürünler eczane dışında veya online satıldığı için hiçbir kontrol sürecinden geçmiyorlar. Bu tür gıda takviyelerinin tabii olduğu kanun “Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu” olup aslında düzenlemeler gerektiren bir kanun. Kanunun detaylarını toplantıda tartışan sevgili Timur Hakan Barak’ın sunumunda vurguladığı önemli noktalardan biri, bu yasaya tabii ürünlerdeki eksik denetim noktalarıydı. Örneğin ilaçların tümünde mutlaka uyulması gereken kimi noktalar besin destekleri için söz konusu değildi.
Sağlık Bakanlığı ruhsatı, toksikoloji incelemeleri, etkinliği kanıtlanabilir klinik çalışmalar, valide edilmiş yöntemler, devamlılık testleri, reklam yasağı, eczane satış zorunluluğu gibi ilaçlar için olmazsa olmaz birçok gereklilik gıda takviyesi diye satılan ürünler için söz konusu değil. Eğer bir üretici iseniz ilaç olarak da gıda takviyesi olarak da D vitamini üretebilirsiniz. Gıda takviyesi gibi üretirseniz yukarıdaki gerekliliklere uymanız gerekmeyeceği gibi üstelik ürününüzü ilaç olanların aksine hem süpermarketlerde hem de online satabilirsiniz. Konuşmacı Doç. Ecz. Dr. F. İlkay Alp Yıldırım’da tam bir bilim insanı sorumluluğunda ama kararlı ve net bir biçimde bu
ürünlerin başı boş bırakılmaması gerektiğinin altını çizdi.
Bu konuda hekimlere, tüketicilere ve eczacılara büyük sorumluluk düşüyor.
Aynı hafta katıldığım ikinci etkinlik Ankara’da “Lösemi-Lenfoma-Miyelom” hasta derneğinin hekim ve hastalara yönelik düzenlediği toplantılardı. Her iki
toplantı da son derece verimli geçti. Ankara’nın havası bir başka doğrusu. Hastaların dikkati çok iyiydi, çok önemli sorular soruldu, önemli konular tartışıldı.
Kanser hastaları ile hekimleri bir araya getiren toplantılar çok büyük bir gereklilik. Hem katılan sayısı hem katılanların ilgisi hem de konuşulan konular bu gerekliliği net biçimde gösterdi. Umuyorum yakın gelecekte, hastalar için benzer bir toplantıyı Lösemi lenfoma Miyelom Derneği ve Kanser Savaşçıları Derneği ile İstanbul’da da gerçekleştireceğiz.
Yeri gelmişken Lösemi Lenfoma Miyelom Derneğini tanımak isteyenler için web sitesinin adresi https://www.losemilenfomamiyelom.org ’dur, Derneklerden söz açılmışken Lösemi Lenfoma Miyelom Derneği gibi ancak genel anlamda tüm kanser hastalarını kucaklamaya çalışan Kanser Savaşçıları Derneğini de hatırlatmakta yarar var. Alanında ülkemizin en büyük ve organize kanser hasta derneği olan bu derneğe de https://www.kansersavascilari.org
adresinden ulaşabilirsiniz.
Son bir hatırlatma da “İyilik Genimizde Var” projesi ile ilişkili. Bu projede kemik iliği vericisi olmak isteyenlerin ilgisini çekecek bir proje ve desteğinizi bekliyor. Projenin web adresi https://iyilikgenimizdevar.com ‘dur.