Diyet konusunda dünyanın en popüler hekimlerinden biri olan Dr Pierre Dukan’ın lisansı iptal edildi. Öyle sanıldığı gibi diyetinin sağlığa aykırı filan olmasıyla ilgili değildi bu karar. Pierre Dukan, geçtiğimiz günlerde 17 yaşına ulaşan okul çağındaki gençlerin yaş ve boylarına göre uygun kiloda olup olmadığının belirlenmesini, vücut kitle indeksi normal olanlara fazladan not verilmesini önermişti.
Bu öneri üzerine “Fransız Hekimleri Birliği” etik kurullarını harekete geçirdi ve Dukan hakkında soruşturma açıldı. Ayrımcılık yaptığı gerekçesiyle suçlanan Dukan, bu sürecin beslenme alanındaki şöhretine zarar göreceğini düşünerek ifade vermeyi reddetti ve kendi isteği ile lisansından vazgeçtiğini duyurdu.
Geçtiğimiz günlerde çok değerli bir gazeteci arkadaşım, benzer olay Türkiye’de olsa ne olurdu diye sordu. Ben bu sorunun yanıtını düşünürken başka bir arkadaşımdan başka bir soru daha geldi.
-Ayak detoksunu duydun mu?
-Anlamadım, ne detoksu?
Sonradan öğrendim, ayak detoksu, bilimsel anlamda hiç bir tıbbi dayanağı olmayan sözüm ona zararlı toksinleri vücuttan uzaklaştırma yöntemiymiş. Üstelik bu yöntemin savunucuları, saçma bilimsel iddialarını ilgisiz biçimde Bush yönetimine karşı tavrıyla bilinen, Nobel ödüllü, saygın bilim insanı Dr Peter Agre ve moleküler nörobiyolog Dr MacKinnon’un çalışmalarına dayandırıyorlar.
Üstelik “ayak ve el detoksu makineleri” ülkemizde 1000-1250 TL karşılığında alıcı buluyor.
Bu yöntemin yararından söz eden malum kişi bir hekim mi, bir biyolog mu, bir eczacı mı, bir beslenme uzmanı mı? Kesinlikle hayır…
İsminin başında “Profesör” olan bu şahsın bilimsel özgeçmişine bir bakalım isterseniz, üstelik kendi yazdığı biyografisinden. Tütün eksperleri Yüksek Okulu Mezunu… İstanbul Üniversitesi T. Endüstri Mühendisliği mezunu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sosyal Siyaset Bölümünde “master”… Sosyal Siyaset Çalışma Ekonomisi Endüstrisi İlişkilerinde doktora…
ABD’de mahalli idareler, sosyal güvenlik sistemleri ve tarım alanında doktora üstü bilimsel çalışmalar… 1993 yılında kendi deyimiyle Azerbaycan’ın talebi üzerine bu ülkeye gidiş…
Bu ülkenin üniversitelerinde uzman sıfatıyla “Principles Marketing”, International Economic Organization”, “International Marketing”, “Islam Economy Relation” isimli dersler vermek… Türkiye’de değil ama Azerbaycan’da Profesörlük… Üstelik “Ekonomi” alanında Profesörlük…
Eee, diyeceksiniz ki, ayak detoksu ne alaka? Ben de bilmiyorum ne alaka?
Ama bu sağlık ve tıbba “kel alaka” malum kişi, TV ekranlarından her gün “ilahi hükümler ışığında sağlıklı yaşam için manevi reçeteler” satmaya devam ediyor. Her gün ekranlardan 70 milyonluk bu ülkeye “haftada iki kez lavmanla arınmayı öneriyoruz” diyebiliyor… Daha da kötüsü, kürtaj ve sezaryen yasağından yapmamız gereken çocuk sayısına kadar her şeye karışan devletin kurumlarında çıt yok. Sahi asıl soru neydi?
Dr Pierre Dukan’ın yaşadığına benzer bir durum Türkiye’de olsa ne olurdu?
Soru mu bu şimdi?