10 Kasım Değil 19 Mayıs Sonrası Ne Dediler?
Her yıl 10 Kasım günü Atatürk öldüğünde hakkında yazılanları konuştuk hep. Bu yıl bir değişiklik yapalım ve 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktığında İstanbul medyasında neler yazıldı onlara bir göz atalım dedim.
Evet bugün 10 Kasım Gazi Mustafa kemal Atatürk’ü anmakta yarar var…
Yunanlı’lar ölçüsüz ödünler istiyorlar, millicileri ezmek için ölçüsüz ödün vermek yerine daha çok iç ayaklanmalara güvenelim…”
İngiliz Büyükelçiliği Baştercümanı , 23 Eylül 1920,
“ Bir patırtı, bir gürültü. Beyannameler, telgraflar… Sanki bir şey oluyor, bir şey olacak… Ayol şuracıkta her işimiz her kuvvetimiz meydanda. Dört tarafımız açık. Dünya vaziyetimizi biliyor. Hülyanın, blöfün sırası mı?. Hangi teşkilat, hangi kuvvet, hangi kahraman ?. Hülyanın bu derecesine, uydurmasyonun bu şekline ben de dayanamayacağım. Bari kavuklu gibi ben de sorayım
– Kuzum Mustafa, sen deli misin ?. ”
Refik Halit Karay
“Yalnız Fransız’lar Türklerin dostudur”
Ferda gazetesi, 20 Nisan 1920, Adana
“İngiltere’ye olan muhabbetimize, Amerika’ya olan saygımız halel getirmez.”
Türkçe gazetesi, 16 Aralık 1918, İstanbul
“Siyasette hangi yol ?… İngiltere şimdiye kadar hiç iflas etmemişti, edemez. Çıkarlarımızı İngiltere’nin müttefikleriyle bize açacakları ana siyasette görüyoruz… ”
Refi Cevat, Alemdar gazetesi, 6 Ocak 1919, İstanbul
“İngilizleri bekliyoruz. Türkler kendi güçleriyle adam olmaz. İngilizler elimizden tutarak bizi kurtaracak. İngiliz Mandası için İstanbul’da 24 saat içinde 40.000 imza toplandı….. ”
Refi Cevat, Alemdar gazetesi, 21 Nisan 1919, İstanbul
“Müttefiklerin kararlarına itaat etmek lazımdır”
Ali Kemal, Peyam-ı Sabah Gazetesi, İstanbul
“Manda ister himaye, ister vesayet anlamında alınsın istiklalle bağdaşmaz, sözleri karşısında hayrete düştük. Bir millet güvendiği bütün şahsiyetleri iktidara getirdiği halde yararlanamazsa, bir memlekette kuvvet ve para olmazsa ne yapar ?.. Başka bir çare varsa ayıp değil ya, öğrenmek istiyoruz. Bu devlet yaşamak için İngiltere’nin vesayetini kabul etmelidir… ”
Refi Cevat, Alemdar Gazetesi, 19 Ağustos 1919, İstanbul
“Manda ile istiklal birbirine zıt değildir. Manda tam istiklali sağlar . ”
Rauf Ahmet, İstiklal Gazetesi, 7 Haziran 1919, İstanbul
“Sultan Vahdettin, Mustafa Kemal’i kovarak adam etti”
Ferda gazetesi, 16 Nisan 1920, İstanbul
“Mustafa Kemal Samsun’a gidince bir takım örgütler kurmaya başlamış… Kışkırtıcı sözler söylemiş. Erzurum’da yaptığı kongre Anayasa’ya, Meşrutiyet’e baş kaldırmadır”
Sabah gazetesi, 2 Ağustos 1919, İstanbul
“Mustafa Kemal ne yaptı ?. İsyan….
Peyam-ı Sabah gazetesi, 15 Nisan 1920, İstanbul
Kemal macera peşinde dolaşıyor…. Samsun’da yönetimin işine karışmakla başladı. Onun Anadolu’da takındığı tutum İttihatçılığın hasta ruhudur”.
Türkçe gazetesi, 6 Ağustos 1919, İstanbul
“Varlığı yıkmaktan ibaret olan bu şaka (hezele) amaçlarına ulaştı.(…) Bunlar ne istiyorlar?”
Mesuliyet gazetesi, 7 Eylül 1919, İstanbul
“İdam, idam, idam !… Mustafa Kemal cezasını bulacak !..”
Ali Kemal, Peyam-ı Sabah gazetesi, 25 Nisan 1920, İstanbul
“Kuyucu Murat Paşa Celali’lere nasıl davranmışsa Kuvay’ı Milliye’ye de öyle davranmak gerekir…”
Ali Kemal, Peyam-ı Sabah gazetesi, 20 Nisan 1920, İstanbul
“Padişahımızdan adalet bekleriz. Bu canilerin cezası çabuk ve şiddetle verilmelidir..…..”
Ali Kemal, Peyam-ı Sabah gazetesi, 29 Nisan 1920, İstanbul
“Mustafa Kemal’in ordusu haydutlardan, yağmacılardan, sabıkalılardan kuruludur..…..”
Ali Kemal, Peyam-ı Sabah gazetesi, 12 Temmuz 1920, İstanbul
“Hükümet önce Anadolu’yu Mustafa Kemal’lerden o ipsiz sapsız, akılsız, fikirsiz zorbalardan temizlemelidir..…..”
Ali Kemal, Peyam-ı Sabah gazetesi, 12 Temmuz 1920, İstanbul
“Para, dolap, dalavere sayesinde Ankara’da iktidarı ele aldılar… Cinayetler işlediler…”
Ali Kemal, Peyam-ı Sabah gazetesi, 4 Mart 1920, İstanbul
“Ankara’daki adamlar ufak bir aşireti bile yönetemezler..…..”
Ali Kemal, Peyam-ı Sabah gazetesi, 21 Şubat 1921, İstanbul
“Hiddet ve şiddet, şarlatanlık ve şaklabanlık beş para etmez… Harp olmazsa Ankara kahramanları yaşayamazlar, küflenirler ve sönerler…”
Ali Kemal, Peyam-ı Sabah gazetesi, 23 Kasım 1921, İstanbul
“Mustafa Kemal ve hem paralarının idamı gereklidir…”
Ali Kemal, Peyam-ı Sabah gazetesi, 13 Mayıs 1920, İstanbul
“Ankara yöneticilerinin Yunanlılara hala meydan okumalarına çılgınlıktan başka bir sıfat verilemez. Yunanlılarla aramızda akılca da, ilimce de, kuvvet bakımından da bu kadar fark varken onlarla muharebeye girişilemez … ”
Ali Kemal, Peyam’ı Sabah Gazetesi, İstanbul
“Tehlike üzerimize doğru yürüyor. İzmir’i, Edirne’yi kılıçla, kuvvetle kurtarmak, Yunanlıları denize dökme tasavvuru, bir rüya idi, bir hülya oldu. Ankara’nın iç ve dış siyaseti iflas etmiştir…. ”
Ali Kemal, Peyam-ı Sabah Gazetesi, İstanbul
“Mukadderatımızı Ankara’ya bırakmamalıyız…”
Ali Kemal, Peyam-ı Sabah gazetesi, 1 Ocak 1922, İstanbul
“Padişahın ve benim yegane ümidimiz, Allahtan sonra İngiltere’dir”
Sadrazam Damat Ferit, İngiliz Amiral Calthorpe’a , 30 Temmuz 1919
“Görüyorsunuz, ben size bu çocukça bir çılgınlıktır dememiş miydim? Bir büyük devlet, böyle bir şeyi nasıl kabul eder …”
Vahdettin’in Dışişleri Bakanı İzzet Paşa, Temmuz 1921, İstanbul
“Osmanlı İmparatorluğunun 15 yıl süreyle İngiliz Sömürgesi olması… ”
Sultan Vahdettin’in kendi el yazısı ile yazdığı ve Damat Ferit aracılığı ile İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Calthrope’a ilettiği tasarının özeti, 30 Mart 1919
“ … isyan halinin devamı, daha korkunç hallere sebep olabileceğinden, bu kargaşalıkların bilinen tertipçileri ve teşvikçileri hakkında kanun hükümlerinin uygulanmasını ve (…) bütün memlekette asayiş ve düzeni sağlayacak önlemlerin hızla ve kesinlikle alınmasını… ”
Sultan Vahdettin’in Damat Ferit’i yeniden Sadrazamlığa getiren görevlendirme yazısından
“ Padişahın izni olmadan işgalcilere karşı duranları, asker ve para toplayanları tek veya topluca öldürmek, din gereği ve görevidir !. Milliyetçileri öldürenler gazi sayılır, bu yolda ölenler şehit… ”
Sultan Vahidettin’in Şeyhülislamı Dürrizade Abdullah’ın fetvasından