Bak güzel kardeşim,
Sosyal medyada kendi uzmanlık alanlarım hakkında yazdığım şeylere acayip tuhaf, çoğu zaman hadsiz, azgın yorumlar yazıyorsun.
Sen kimsin bilmiyorum, ismin takma, uydurma ve benim gibi adı, sanı, adresi belli birçok kişiye de benzer biçimde saldırıyorsun. Ama ben seni tanımasam da
senin kim olduğunu çok iyi biliyorum.
Önce “ben halkım”, “halka hakaret ediyorsun” filan tonlu bağırışlarına iki sözüm var. Söyle bakalım kardeşim, böyle takma isimlerle ona buna sataşan sen
“halk” oluyorsun da biz ne oluyoruz? Biz halk değil miyiz?
Anlat bakalım güzel kardeşim,
Sen bana istediğin küfrü ettiğinde halk oluyorsun da ben sana cahil, yobaz dediğimde bu neden halka hakaret oluyor.
Sana “halk” unvanını, küfür ve hakaret etme dokunulmazlığını kim verdi?
Sen bana “foncu, yancı, profesör bozuntusu” diyeceksin. COVID-19 olduğumda o bilinmez kimliklerinin arkasından hayatta hiç tanımadığın görmediğin birine
“her yerin pıhtı dolsun, anam gibi ölesin” diye yazacaksınız, bu hakaret olmayacak, ben sana cahil, yobaz dediğim de “halka hakaret” olacak öyle mi?
Ağrı’nın bir dağ köyünde başlayan, 40 yıla yaklaşan hekimlik ve 25 yıla yaklaşan hocalık yaşamımda ben binlerce hasta tedavi edeceğim, yüzlerce o kaçırdığınız, dövdüğünüz hekimlerden yetiştireceğim, üç kuruşluk eğitiminle bana kalkıp “tıp” öğretecek, aşılar, COVID-19, kanser konularında benimle tartışmaya
kalkacaksın, ben sana “sus cahil” dediğimde bu “halka hakaret” olacak ha!
Onlarca aşısız hastanın yoğun bakımlarda öldüğüne, birçok hastamın gözümün önünde yok olup gittiğine tanıklık etmiş olan bana “ben COVID-19 aşısı olmadan
hafif atlattım, ne haber?” diye nutuk atacaksın, ben “cahil, yobaz” dediğimde halk düşmanı sayılacağım öyle mi?
COVID boyunca, karşılıksız ve dilim döndüğünce, çıktığım her yerde hep bildiğim şeyleri aktaran biri olarak bana “aşı firmalarının, DSÖ’nün adamı, aşıcı ağzıyla konuşup fonlanıyor, yancı” diyeceksin hakaret olmayacak, sonra “sen kimsin” diyene “ben halkım” diyeceksin ha! Yok öyle yağma…
“Benim verdiğim vergilerle maaşını alıyorsun” diye hekime dikleneceksin, verginin büyüğünün dolaylı vergi ile toplandığı bu ülkede “peki, sen kaç kuruş vergi veriyorsun, bu ülkenin üretimine katkın ne” diye sorduğumda halka saldırmış olacağım öyle mi?
Bak aslanım, sen “eskiden hastanede senet veriyorduk, şimdi hekimi bile dövüyoruz” diyen, bunu özgürlük sana ahmağın birisin.
Sen “halk” filan değilsin, sen bu güzel ülkenin eğitilmiş, eğitimi yetersiz ama öğrenmeye açık, sağduyulu, Anadolu’nun bilgeliğinden payına düşeni almış insanlarının arasına karışmış bir fitnesin…
Halk biziz, sen değilsin, üreten, emek harcayan, kul hakkı yemeyen, avanta bilmeyen, farklılıklarıyla mutlu, hoşgörülü ve her şeye rağmen umutlu milyonların ismidir halk. Sen bu halkın arasına karışmış, küfür ve cehaletten beslenen, sahte isim ve adresler arkasına saklanan bir yobazsın. Sen hastaneye, karakola, belediyeye düştüğünde memura, polise, emekçiye efelenen, döven kavga eden, ben kimim biliyor musun’cu, avantacı, üretime zerre katkısı olmayan, ideolojisini meslek edinmiş cahil, yobaz ve iki yüzlü, ilkesizin birisin. Hangi düşünceden olursan ol yine de “halk” değilsin. Halk biziz güzel kardeşim, sen değilsin. Saklandığın deliklerden küfrederek halk olunmuyor. Sanal ortamlarda rant peşinde koşarak, eksikliklerini buralarda kusarak “halk” olunmuyor.
Halkın isteği adalet, eşitlik, yeni iş ve aş olanakları, temel eğitim ve sağlık hakkı, farklılıkları ile mutlu, birbirinin hayatına karışmaktan uzak yaşamaktır.
Sen bunların tersinden beslendiğinden halk değilsin.
Bir de şu “madem haklısın çık ana medyada tartış, kim haklı görelim” efeliği var. Olur da “sen kimsin?”
Biz tartışmaları bilimsel ortamlarda yapıyoruz zaten.
Sana niye soralım, bilim dışı bir sürü hokkabazı reklam edelim. Seni bilgilendiriyoruz ister inan ister inanma, benim sosyal medyada seni ikna etme gibi bir sorumluluğum yok. Ne istersen onu yap kendine, bana ne? Kendini o kadar önemseme. Senin hakemliğin okuma yazma bilmeyen birine hangi kitap doğru söylüyor diye sormaya benzer, hükümsüzdür, unutma…
Hadi bunları bir düşün sonra miden kaldırıyorsa yine yaz, güzel kardeşim…